22 Mayıs 2016 Pazar

YENİ BİR DÜNYA MI?

Buzla kaplı yüzeyinin altında bulunduğu tahmin edilen dev okyanuslarıyla Güneş Sistemimizin en çok merak edilen cisimlerinden birisi olan Europa'nın yaşanılabilirlik olasılıkları artıyor.
Jüpiter'in bilinen 67 uydusundan biri olan Europa'nın yaşanılabilir olma olasılığı tekrar gündeme geliyor. Çok uzun yıllardır Güneş Sisteminin yaşam barındırabilme olasılığı en yüksek cismi olarak görülen Europa, NASA tarafından yürütülen yeni bir çalışmaya göre sanılandan daha fazla Dünya'ya benziyor.

Europa astronomi dünyasındaki bu büyük ününü buzla kaplı yüzeyinin altında yattığı düşünülen derin okyanuslarına borçlu. Astronominin babası Galileo Galilei tarafından 1610 yılında keşfedilen Europa'nın bu derin ve tuzlu okyanuslarının yaşam için kusursuz bir alan olabileceği uzun süredir konuşulan bir konuydu. Son olarak NASA'nın açıkladığı yeni bilgilere göre de Europa'nın okyanuslarında aynen Yeryüzü'ndekiler gibi bir kimyasal denge bulunuyor. 
Yaşamın var olması için yeterli oksijen ve hidrojen

NASA'nın araştırma ve geliştirme merkezi Jet Propulsion Laboratory bilim insanları tarafından gerçekleştirilen araştırmada basit anlamda Europa'nın oksijen ve hidrojen üretimi üzerinde çalışıldı. Dünya'nın bu konudaki değerlerini temel alan araştırmacılar, volkanik aktivitileri dışarıda bırakarak yürüttükleri çalışma sonunda Europa'nın oksijen ve hidrojen üretiminin tıpkı Dünya'ya benzediği ve oksijenin hidrojenden 10 kat daha fazla üretildiğini keşfettiler.

Europa okyanuslarının Yeryüzü'ndeki enerji ve besin döngüsünü daha iyi anlayabilmek için geliştirilmiş metotlarla incelendiğini belirten NASA yetkilisi Steve Vence,"Europa'nın okyanuslarındaki hidrojen ve oksijen döngüsünü gelecek yaşanılabilirlik çalışmalarımızdaki en önemli etmen olarak değelerlendireceğiz " ifadelerini kullandı.

Yeryüzü'ndeki yaşamın oluşmasında fitili ateşleyen faktör olarak görülen volkanik aktivitilerin çalışmanın dışında bırakılmasının nedeniyse araştırmacıların Europa üzerindeki pasif süreçlerin de aynı işlemi yapıp yapamayacağını görmek istemeleriydi.

Kozmik radyasyonlar ve Serpantinleşme

Yeryüzü okyanuslarındaki hidrojen üretimi serpantinleşme isimli, tuzlu su ve kayaların reaksiyona uğrayıp yeni minareller ve ısı ortaya çıkardığı bir süreç sonucunda oluşuyor. NASA araştırmacıları da Europa üzerinde yürüttükleri çalışmalar da işte tam olarak bu noktaya odaklandılar. Europa'nın oluşumundan bu yana geçirdiği değişimi temel alan araştırmacılar Europa'nın okyanuslarında da aynı serpantinleşme reaksiyonlarının gerçekleşebileceğini düşünüyorlar.

Astronomların Europa okyanuslarındaki oksijen oluşumu hakkında da ilginç fikirleri bulunuyor. Bilindiği üzere Güneş Sistemimizin gaz devi Jüpiter'in yaydığı kozmik radyasyonlar Europa'nın yüzeyindeki donmuş suların moleküllerine ayrılmasına neden oluyor. Araştırmacılar bu moleküllerin zamanla okyanusların derinliklerine doğru hareket ettiğini tahmin ediyorlar.

NASA'dan yepyeni Europa görevi geliyor

Buzla kaplı yüzeyinin altındaki okyanuslarıyla Güneş Sistemimizin en çok merak edilen cisimlerinden birisi olan Europa yakında bir NASA göreviyle daha iyi bir şekilde de incelenebilecek. 2020'li yıllarda Europa'ya bir uzay aracı göndermeyi planlayan NASA şimdilik bu görevlerden önce Europa'daki karbon, sülfür, nitrojen gibi elementlerin döngüsünü incelemek istiyor.

Europa'daki oksijen ve hidrojen varlığı tabii ki de orada yaşamın var olduğunu göstermiyor; ancak evrenin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda Europa'nın en azından insanoğlunun ulaşabileceği iyi bir aday olduğunu da unutmamak gerek. Alttaki pencereleri kullanarak NASA'nın Europa'yla ilgili yayımladığı videolara da göz atmanızı tavsiye ediyoruz.
  
KAYNAK : https://www.nasa.gov/feature/jpl/europas-ocean-may-have-an-earthlike-chemical-balance/

20 Mayıs 2016 Cuma

Uzay Şartlarında Bitki Yetiştirme Deneyi Başlatıldı


Birçok kurumun üzerinde çalışmaya başladığı uzay şartlarında bitki yetiştirme deneyini Hollanda'da bulunan Wageningen Üniversitesi de başlattı. Botanik uzmanu Wieger Wamelink önderliğinde başlatılan deneyde Mars ve Ay şartlarında bitki yetiştirilmeye çalışılacak.

Yapılan açıklamaya göre, Ay toprağı Arizona çöllerinden, Mars toprağı ise Hawaii'de bir volkandan elde edildi. Yapılan ilk değerlendirmelere göre deney sonunda başarıya ulaşılacağına kesin gözüyle bakılıyor ancak deneyin amaçlarından ön önemlisi yetişen bitkinin yenip yenemeyecek durumda olması.

Elde edilecek sonuçlar yine haberuzay'da olacak.

Mars’ta Oksijen Bulundu!

Kızılötesi Astronomi Stratosfer Gözlemevi (SOFIA), Mars’ın atmosferinde atomik oksijen tespit etti. Kızıl Gezegen’in atmosferinin üst katmanlarından mezosferde bulunan atomlar, tahminlerin yarısı kadar çıktı.
Mars atmosferinde son 40 yıldır ilk kez gözlem yapan SOFIA ekibi, elde edilen verilerle gezegeni çevreleyen gaz tabakasının ne kadarının uzaya dağıldığını anlamaya çalışıyor. Doğada molekül halinde (O2) bulunduğunu bildiğimiz oksijen gazı, ultraviyole ışıma yoluyla atmosferin orta tabakalarında atomik hâlde bulunabiliyor.
NASA ve DLR’nin (Alman Uzay ve Havacılık Merkezi) ortak kullandığı modifiyeli Boeing 747SP tipi jet gözlem uçağı 45 bin fit yüksekliğe çıkabiliyor. Araştırmacılar, sağlıklı gözlem yapabilmek için bu özel uçakla Dünya’mızın atmosferinin üzerine çıkıyor.

Projede görevli bilim insanlarından Pamela Marcum, projeyi anlatıyor:
“Mars atmosferinde atomik ölçüm yapmak çok zor. Oksijen atomlarını ölçmede gerekli kızılötesi dalga boylarını gözlemlemek için araştırmacılar Dünya’nın atmosferinin üstüne çıkmak zorundalar. Ayrıca spektrometre gibi son derece hassas ekipmanlar kullanmak gerekiyor. SOFIA bize bu konuda yardımcı oluyor.”
Uçakta, terahertz frekanslarını ölçebilen Alman yapımı alıcılar ve 2,5 metre çapında teleskoplar bulunuyor.
Araştırma sonuçları Astronomi ve Astrofizik dergisinde de yayımlandı. Mars’ın atmosferine dair son araştırmalar 1970’li yıllarda Viking ve Mariner görevlerinde yapılmıştı.

Mars atmosferindeki Oksijen spektrumu [Fotoğraf: SOFIA]
Kaynak: NASA, SOFIA, Al Jazeera